Salih S.Atılgan
Atılgan Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi
YEDPA TİCARET MERKEZİ Yönetim Kurulu Başkanı
İTO Mecis Üyesi
Otomotiv sanayii, ülkemizde de sanayileşmiş pek çok ülkede olduğu gibi ekonominin lokomotifi olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de sektör, İhracatta son yıllarda lider durumdadır. Otomotiv sektörünün sürükleyici- lokomotif etkisinin nedeni, diğer sanayi dalları ve ekonominin diğer sektörleri ile olan çok yakın ilişkisidir.
Otomotiv sanayii demir-çelik, Petro-kimya, lastik gibi temel sanayi dallarının başlıca tüketicisi ve bu sektörlerdeki teknolojik gelişmenin de sürükleyicisidir. Turizm, altyapı ve inşaat ile ulaştırma ve tarım sektörlerinin gerek duyduğu her çeşit motorlu araçlar sektör ürünleri ile sağlanmaktadır. Bu sektördeki değişimler, ekonominin tümünü yakından etkilemektedir. Otomotiv sektörü Motorlu Taşıt Aracı üreten bir sanayidir. Bu suretle otomobil üretimi, güçlü bir yan sanayiini oluşturarak diğer taşıtların üretimine de destek olur. Bu nedenle otomobil üretimi, otomotiv sanayiinin temelidir. Otomotiv sanayimiz küresel markalarla entegrasyonu başararak tecrübe ve birikimini
kullanarak uluslararası bir üretim merkezi olmayı başardı. Uluslararası anlamda rekabetçi konumu artık tartışılamaz hale geldi. Bu nedenle; Otomotiv sanayiinin sürdürülebilir gelişimini garanti altına almak gerekiyor. Otomotivde yeni yatırım çekebilmek ve mevcut konumumuzu devam ettirmek için ülkemizin rekabetçiliğinin güçlendirilmesi
ve sürdürülebilir hale gelmesi gerekiyor. Bu konuda duygusal bir haslet olmanın ötesinde yerli milli bir otomotiv markası sektörde dengeleyici bir rol sağlayabilir. Sektörde etkisi gittikçe artan ana üreticilerin kendi küresel tedarik zincirlerini oluşturmalarına karşı yan sanayimiz için daha bağımsız ve kendi markalaşma imkânlarını oluşturan bir sureci de ortaya çıkarabilir. Markalaşma sadece araç için değil yan sanayimiz içinde ciddi bir problemdir. OICA verilerine göre küresel üretim 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5 oranında artarak 94 milyon 977 bin adede ulaştı. 2016 yılı otomotiv üretimi sıralamasında 28 milyon 119 bin adet üretim ile ilk sırada Çin yer alıyor. Küresel üretimin yüzde 30’unu gerçekleştiren ve İkinci sırada yer alan ABD otomotiv üretimi 12 milyon 198 bin olarak gerçekleşti. AB ülkeleri Japonya ve Güney Kore diğer ana üretici ülkeler… 2015 yılına göre dünya üretiminde sıralamasında Rusya’yı geride bırakarak 1 basamak yükselen Türkiye, toplam otomotiv üretiminde 14. sıraya yükseldi. Avrupa Birliği içerisinde ise 5. sıradaki yerini korudu. OICA verilerine göre küresel pazar 2016 yılında geçen yıla göre yüzde 5 oranında artarak 93 milyon 856 bin adede ulaştı. 2016 yılı otomotiv pazarı sıralamasında 28
milyon 28 bin adet üretim ile ilk sırada Çin yer alıyor. İkinci sırada yer alan ABD otomotiv pazarı geçen yıla göre aynı seviyede kalarak 17 milyon 866 bin olarak 2015 yılına göre dünya otomotiv pazarı sıralamasında
18. sıradaki, Avrupa Birliği içerisinde ise 6. sırada yerini koruyan Türkiye otomotiv pazarı 1 milyon 8 bin olarak gerçekleşti. Türkiye’de kişi başına düşen araç sayısı gelişmiş ülkelere göre oldukça düşük durumdadır. İç
pazar ek vergi uygulamaları ve kredi kısıtlarıyla kontrol altında tutulmaktadır. Türkiye’nin 2016 yılında toplam taşıt aracı ihracatı yüzde 15 oranında arttı ve 1 milyon 141 bin adet düzeyine yükseldi. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği verilerine göre, 2016 yılında toplam rakam 24,250 milyar $ oldu. 2017 ilk 6 ayında bu artış $ bazında %22, adetsel bazda %29 olarak yeni bir rekor elde etmiştir. Türk Otomotiv Sanayii, 2016 yılında 1,5
milyon adetlik üretim ve 1,1 milyon adetlik ihracat rakamıyla yeni bir rekora imza attı. Son yıllarda kapasite ve yeni ürün yatırımlarına hızla devam eden Sanayimizin kapasite ve yeni proje yatırımlarının hayata geçmesi ile 2010 yılında 1,5 milyon adet seviyesinde olan üretim kapasitesi 2016 sonunda 1,9 milyon adet seviyesine yaklaştı.
Türkiye’de Otomotiv sanayini destekleyici politikalarının devamı ve iç pazarda istikrarın korunması, yeni projeler için ülkemizin rekabetçiliğinin sürdürülmesi ve böylelikle yeni yatırımların ülkemize çekilmeye devam etmesi, sektörümüz için en önemli fırsat konumundadır. Bütün bu rakamlar Ülkemizi gerek üretim kapasitesi ve yeteneği olarak hem de Pazar potansiyeli olarak oldukça avantajlı kılmaktadır. Kaliteli iş gücü, ülkemizin coğrafi konumu, sosyal-politik seviyesi son dönemlerde bazı olumsuzluklar olsa da AB ve özellikle çevre ülkelerle olan ekonomik ilişkileri bu durumu desteklemektedir. Özetle, Türkiye’de motorlu taşıt üretimi yılda 1,5 milyonu aşmış, üretim kapasitesi 2 milyona yaklaşmıştır. 1 milyonu aşan Pazar potansiyeline ürettiği araçların %70 lik bir kısmını, 1,2 milyondan fazlası ihracat yapabilecek bir seviyededir. Bu konuda önemli adımlar atıldığı ve her geçen gün daha iyiye
gittiği bir realitedir Otomotiv, dünyanın en rekabetçi sektörlerinden birisidir. Sürekli teknolojiye yatırım yapmak gerekiyor. Bu oldukça zor ve maliyetli bir iştir. Otomotivde yeni trendler ve yaklaşımlar hızla yayılmaktadır. Yakıt maliyetleri, fosil yakıtların azalması, çevresel faktörler, teknolojik gelişmelerin sunduğu yeni imkânlar, şehirleşme, kent lojistiği, ulaşım, park yeri sorunları sektörü derinden etkilemektedir. Akıllı araçlar, Araç kullanıcı profillerini değiştirmekte, araç sahipliğinde yeni yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır. Bütün bunlar Otomotiv sektöründe yaşadığımız zaman sürecinde yeni kırılmaların habercisidir. Yüzyıllık dev küresel otomotiv şirketleri, hızla büyüyen teknoloji ve bilişim şirketlerini rekabette tehdit olarak algılamaktadır. Elektrikli otomobil üreticisi ve enerji depolama şirketi TESLA’sla dünyanın en değerli 4’üncü otomotiv şirketi oldu. New York borsasında işlem gören Tesla›nın hisse başına değeri bugün 376,87 dolara kadar çıkarken, firmanın piyasa değeri de 63,68 milyar dolara ulaştı. Böylece, piyasa değeri yaklaşık 55 milyar dolar olan Alman otomotiv şirketi BMW›yi geride bırakan TESLA, dünyanın en değerli 4›üncü otomotiv şirketi olmayı başardı. Nisan ayında Amerikalı General Motors›u geride bırakan TESLA, ABD›de piyasa değeri en yüksek otomotiv firması konumunda bulunuyor. Bunlara ek olarak Apple ve Google›ın araba endüstrisi için hamleleri de konuşulmaya başlandı. Dünya genelinde cep telefon sahiplerinin neredeyse hepsini kendi akıllı telefon işletim sistemine bağlı hale getiren bu iki firmanın geliştireceği araç stratejisinin etkisi TESLA ve UBER›in dalgalarının üzerinde bir dalga olabileceği gibi araç sahipliğini artırıcı
başka bir dalga da olabilir. Lakin bu süreçte eski otomobil endüstrisinin sarsılacağı ve bir boşluk yaratacağı kesin.
Elektrikli araçlar üretim sistemleri modüler ve daha az masrafla marka üretimi daha kolay araçlar olarak gözükmektedir. Yakın gelecek alternatif enerji ile çalışan çok daha akıllı araçların olacak, bunda şüphe yok Yerli otomobil yapmak artık ülkemizin1960’ lı yılların başına kadar giden bir özlemi… Bu özlem otomotiv kırılmalarının yaşandığı günümüzde elektrikli araçlar olarak hayata geçirilebilir. Bu milli bir heyecan ve romantik düşüncelerden öte bir realite olarak gerçekleşebilir bir durumdur. Bu alanda çalışmalar son günlerde hızlanmıştır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yerli otomobilin üretimi konusunda şahıslar ve firmalarla görüşmelerin sona erdiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayının ardından konunun kamuoyu ile paylaşılacağı kararını açıkladı. Başkan Hisarcıklıoğlu’nun sözleri aynen şöyle: “Yerli otomobili ben yapacak olsam ‘emrin olur’ diyeceğim, işi bitireceğim. Sayın cumhurbaşkanımız, ‘Babayiğit arıyoruz’ dedi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımızla beraber yerli otomobili yapacak kişilerle, şahıslarla ve firmalarla görüşmeleri bitirdik. Şu müjdeyi vermek istiyorum. Yerli otomobil yapılacak, Türkiye›nin markası olacak otomobili yapacak babayiğitler var. Yakında bunların kim olacağıyla ilgili görüşmeler bittikten sonra, Cumhurbaşkanımızın onayını aldıktan sonra kamuoyuna açıklayacağız. Tabii bu bir devlet projesi değil, özel sektör projesi olacak.”
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.