Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emeklilerle bir araya geldiği iftar programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle;
Sizler hayattan değil, sadece yıllarınızı verdiğiniz işinizden emekli olmuş kardeşlerimizsiniz. Hayat yolculuğu ancak son nefeste bitecek bir uzun maratondur. Bu uzun yolculukta emeklilik sadece bir duraktır. İşinizden emekli olduktan sonra önünüzde hayata dair asıl planlarınız için yeni bir dönem başlıyor demektir. Kiminiz yıllarca vakit bulamadığı için uğraşamadığı hobileriyle, kiminiz sevdiği keyif aldığı işlerle uğraşacaktır. Emekli olupta edebiyatla ilgilenmekten, toprakla uğraşmaya, siyasete kadar her biriniz gönlünüz ne istiyorsa onu yapabilecek zamana sahip oluyorsunuz.
Bunun için emekliliği bir son değil, yeni bir başlangıç olarak görüyorum. Sizlerin işte bu fırsatlara sahip şanslı bireyler olarak emekliliğinizi en güzel şekilde değerlendirdiğinize inanıyorum. Hiçbir emekli kardeşimin bu güzel dönemini evinin veya kahvehanelerin dört duvarı arasına hapsolmak olarak görmediğini ümit ediyorum. Ciddi bir rahatsızlık veya mani yoksa insanın yapacağı işler bitmez. Ülkemizin gizli gücü olarak gördüğüm sizlerin hem toplum hem siyasette katkısına daima ihtiyacamız olacaktır.
Yapacak bir işim kalmadı dediğiniz gün gerçekten bittiğiniz gündür. Sizlerin kendiniz, aileniz, ülkeniz için yapacak daha çok şeylerinizin olduğunu biliyorum. Ülkemizin gizli gücü olarak görmüş olduğum sizlerin hem toplum hayatında hem de siyasette desteğine, katkısına daima ihtiyacımız olacaktır.
“Gördüğümüzde yüzümüz kızarmıştı”
Bugün ülkemizde 12,3 milyon emekli bulunuyor. Hükümete geldiğimizde ilk işlerimizden biri emeklilerimizin durumlarına el atmak oldu. Tüm emeklilerin özellikle de Bağ-kur emeklilerinin durumu çok sıkıntılıydı. 30 yıl, 40 yıl ekmek teknesinin başını bekleyen, tarlasını ekip biçen insanlarımıza öyle emekli maaşları bağlanıyordu ki biz bunları gördüğümüzde yüzümüz kızarmıştı. Hemen bunu ortadan kaldırdık.
Emekli maaşlarında reel olarak iki katına, üç katına, dört katına varan oranlarda artışlar yaptık. Bugün ülkemizde az sayıdaki istisna haricinde asgari ücretin altında emekli maaşı alan bulunmuyor. Hele hele eskisi gibi 50 lira, 100 lira gibi trajikomik emekli maaşı alan hiç kimse kalmadı. Son olarak bayram ikramiyeleriyle emeklilerimizin bayramlarını bayram gibi geçirebilmelerine imkan sağladığımıza inanıyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Emeklilik için başvuru yapan ancak işlemleri henüz sonuçlandırılmayan 100 bin vatandaşımız bulunuyordu. Bunların işlemlerini tamamlayarak onlarında ilk maaşlarını ve bayram ikramiyelerini almalarını sağlıyoruz.https://t.co/NJ1G2wWLPO pic.twitter.com/Q2SDJ5bGdi
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 4 Haziran 2018
“100 bin emeklinin işlemlerini tamamlayarak ikramiye ve zam alabilmelerini sağlıyoruz”
Emeklilik için başvuru yapan ancak henüz işlemleri sonuçlandırılmayan 100 bin vatandaşımız bulunuyordu. Bunların işlemlerini tamamlayarak onların da ilk maaşlarını ve bayram ikramiyelerini alabilmelerini sağlıyoruz. Bu kardeşlerimiz Ramazan Bayramı ikramiyesi yanında temmuz zammından da faydalanacak. Ayrıca 65 yaş aylıkları kendilerine 3 ayda bir ödenen kardeşlerimiz de eylül ayının başından itibaren bu maaşlarını aylık olarak almaya başlayacaklar. Bakanlar kurulunda bunun kararını verdik. Sosyal güvenlik reformu ile SSK- Bağ-kur ve emekli sandığını aynı çatı altında topladık.
Emeklilikten sonra ticari faaliyette bulunanların yüzde 15 oranındaki sosyal güvenlik destek primlerini de kaldırdık. KDV iadesinin maaşa eklenmesinden, banka promosyonlarına seyyanen yapılan artışlardan yıllık standart maaş zamlarına, intibaklardan ikramiye yıl sınırlarının kaldırılmasına kadar her vesileyle emeklilerimizin ellerine geçen parayı yükseltmenin gayreti içinde olduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz yapacağımız işi vaad eder onu yaparız. Biz hiçbir vatandaşımızı aldatmadık. Çünkü sözümüz var. Ne aldananlardan olacağız, ne aldatanlardan olacağız.https://t.co/NJ1G2wWLPO pic.twitter.com/a6bKPBetQq
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 4 Haziran 2018
“Biz yapacağımız işi vaad eder onu yaparız”
Hamdolsun, Türkiye büyüdükçe ortaya çıkan zenginlikten emeklilerimiz başta olmak üzere milletimizin tüm fertlerinin istifade etmesi temel politikamızdır. Biz hiçbir zaman öyle seçim meydanlarında bol keseden atıp tutup da işbaşına gelince bunları unutanlardan olmadık. Bazılarının sırtında küfe yok, bol bol atıyorlar, bol bol dağıtıyorlar. Buna inananlar da olmuyor değil, oluyor ama bizim sırtımızda küfe var, yapacağımız işi vaat ederiz ve onu yaparız. Yapamayacağımızı vaat etmeyiz ve elhamdülillah bugüne kadar biz hiçbir vatandaşımızı aldatmadık. Çünkü bizim sözümüz var, ne aldananlardan olacağız, ne aldatanlardan olacağız.
Önümüzdeki dönemde ülkemizi zenginleştirme ve bu zenginliği milletimizin tamamına yansıtma taahhüdümüzü çok daha güçlü bir şekilde hayata geçirmekte kararlıyız. İşte bunun için ne diyoruz? Güçlü Meclis diyoruz, işte bunun için güçlü hükümet diyoruz, işte bunun için güçlü Türkiye diyoruz. Emeklilerimizle birlikte inşallah vakit birlik vakti diyerek, vakit Türkiye vakti diyerek bu mücadeleyi başarıya ulaştıracağız.
“Her fırsatta gençlere eski Türkiye’yi anlatın”
Türkiye’nin nereden nereye geldiğini sizler emekliler bilirsiniz. Sizler nüfus kağıtlarınızda, karnelerinizde herhalde yağ almak için damgaların olduğu günleri bilirsiniz değil mi? Gazyağı almak için o mühürleri bilirsiniz değil mi? Ekmek almak için o mühürleri hatırlarsınız değil mi? Ben de babamın nüfus kağıdında olan o mühürlere bakmıştım. Kömür almak için o mühürleri iyi bilirim ama elhamdülillah şimdi böyle bir şey var mı? Bunların hepsi tarih oldu ama onları hatırlayın, meşhur CHP’nin dönemleridir, o tek partinin dönemleridir. O dönemde bunları yaşadı bu millet. Bizim dedelerimiz, babalarımız bu çileleri çekti ama biz artık bu çileleri halkımıza, vatandaşımıza çektirmiyoruz.
Şimdi biz gençlerimizle insansız hava araçlarını, silahlı insansız hava araçlarını, elektrikli otomobili, sürücüsüz otomobili, yazılımı, bilişimi, simülatörleri konuşuyoruz. Ama gençlerimize arada bir eski Türkiye’yi hatırlatmakta fayda var.
Sizler 1960’lı, 1980’li, 1990’lı yılları bizzat yaşamış bir nesilsiniz. Yoksulluğun, krizin, kaosun ne olduğunu sizlerden daha iyi bilecek bir nesil yoktur. Bunları siz yaşadınız, bunları en iyi siz bilirsiniz. Ama bugünün gençlerine de bunu anlatmak lazım. Şimdi onlar inanın, toklukta, bollukta yokluğun acısını bilmiyorlar. Bilhassa yaşı 25-30’un altındaki gençlerimiz, sanıyorlar ki Türkiye hep böyleydi. Sizlerden ricam, her fırsatta gençlere eski Türkiye’yi anlatmanızdır. Çünkü sizler aynı zamanda bu milletin hafızasısınız.
“Şimdi kitapları sıraların üzerlerine koyuyoruz”
Sizler bilirsiniz, biz teksir notlarıyla okuduk. Hatırlıyorsunuz değil mi? Üst sınıflardaki abilerimiz bize kendi teksir notlarını vermezlerdi. Gidersin kırtasiyeye oradan da kitap alamazsın biri varsa biri yok. Kuyrukta beklersin. Şimdi bu kitapları sıraların üzerlerine koyuyoruz kuşe kağıttan. Artık bilim teknolojisinin, yazılımın öne çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. İnşallah bütün bunlarla bebarer çok ileri giden bir nesil. İnşallah bu nesil bizim eserimiz olacak.
“Bizim çektiğimiz çileleri artık yavrularımız çekmesin”
“İstiyoruz ki bizim çektiğimiz çileleri artık yavrularımız çekmesin. Artık bilişim teknolojisinin, yazılımın öne çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Artık inşallah bütün bunlarla beraber elektrik-elektronikte, bilgisayar teknolojisinde çok çok ileri giden bir nesil… En ileri teknoloji. İnşallah bu nesil bizim eserimiz olacak. Lütfen gençlere, okuyacak okul bulamadığımız, okul bulsak öğretmen bulamadığımız, öğretmen bulsak 60-70 kişilik, hatta 100’ün üzerinde öğrencilerin olduğu sınıflarda, öğretmenin ne dediğini anlamadığımız o günleri anlatın. Benim sınıfım 75 kişiydi. Hamdolsun şimdi 30’un üzerinde öğrencisi olan sınıf yok gibi; ama altında çok sınıf var.
Geçtiğimiz 16 yılda yaptığımız 284 bin yeni derslik ve atadığımız 585 bin öğretmenle eğitimdeki sorunların büyük bölümünü çözdük.
“Havayolunu, halkın yolu haline getirdik”
Sizlerin çocukluğunda gençliğinde uçağı ancak havada bıraktığı izden seyredebiliyorduk. Biz de öyleydik. Sırt üstü yatıyorduk, uçağın geçisini seyrediyorduk. Binemiyorduk ki, öyle bir paramız da yoktu. Ama şimdi lüks otobüs fiyatına artık uçağa binebiliyoruz. Havaalanlarımız, havalimanlarımızın sayısını 26’dan 55’e çıkardık. Ülkemizin her köşesine uçakla seyahat edilebiliyor. Uçak biletlerinin de fiyatları bu derece düşük.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 65 aylıkları kendilerine 3 ayda bir ödenen kardeşlerimiz de eylül ayının başından itibaren bu maaşlarını aylık olarak almaya başlayacaklar.https://t.co/NJ1G2wWLPO pic.twitter.com/5PFqozAL99
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) 4 Haziran 2018
Geçtiğimiz 16 yılda yaptığımız 284 bin yeni derslik ve atadığımız 585 bin öğretmenle eğitimdeki sorunların büyük bölümünü çözdük.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.