Daha önceki yazılarımda kapitalist sistemle ilgili bir çok yazı kaleme almıştım…
Sistem, nihai hedefine ulaşması için önünde bulunan tüm engelleri aşma doğrultusunda bütün gücü ile mücadele etmektedir.
Önüne çıkan herşeyi ezip geçmektedir.
Mesele aslında çok büyük…
Şu parti bu parti meselesi olmadığı gibi şu devlet bu devlet meselesi de değildir.
İşin aslı; küresel ekonomi imparatorluğu ile tüm dünya emekçilerinin meselesidir.
Bir başka ifade ile emek ile sermayenin mücadelesidir.
***
Dünyayı yönetenler siyasi sahnedeki liderler değildir.
Onlar, ipleri ellerinde bulunduranların kuklalarıdır.
Yani sahnede görünmeyen ve beşeri anlamda her şeyin sahibi olan sermayenin sahipleridirler.
***
Öncelikle kapitalizmin kısa bir tanımını yapalım sonra da teşhis koyduğumuz hastalığın analizini yapalım.
Kapitalizim, dünya ekonomik sisteminin adıdır.
Beşeri anlamda alternatifi olmayan bir sistemdir.
Bu sistemin nihai hedefi köle ve efendi sınıfını oluşturmaktır.
***
Bir Alman gazetesinin haberine göre Erdoğan’ın girişimi ile dünyada dörtyüz milyon insanın açlıktan ölmesi engellendi.
Ukrayna ile Rusya tahıl koridoru sayesinde dünya açlıktan kurtuldu.
Erdoğan, bu girişimi ile sistemin çarkına çomak soktu.
“Sen kim oluyorsun” demeye başladılar.
“Bizim plan ve programlarımızı bozuyorsun”.
Erdoğan’ın tek kusuru bu değil.
Daha büyük, affedilmeyecek kusurları da var.
Bakınız, Erdoğan daha neler neler yapıyormuş:
Adı konulmayan ve iktidar olduğu günden bu güne kadar üstünde çok titizlikle çalışılan bir ekonomik sistemin çalışmalarının sonuna gelinmekteymiş…
Takdir edersiniz ki; kapitalist sistemin en önemli temel taşlarından birisi faiz, diğeri tekelleşme…
Merkez bankaları faiz artırırken, bir tek Türkiye merkez bankası faiz indirimine gidiyor.
Tekelleşen sektörlere gerekenler yapılıyor.
Rekabetçi anlayış içinde serbet piyasa anlayışı öyle ya da böyle getirilecek…
Hal böyle olunca, üretim, istihtam ve ihracat alabildiğine gelişmektedir.
Bu sistemin adını ne zaman açıklayacak?
Bilmiyorum.
Ama ben sistemin adını biliyorum.
Bu sistem beşeri bir sistem değildir.
Bu ilahi bir sistemdir.
Adı da İSLAMİ EKONOMİK SİSTEMDİR.
Dünya emekçilerine hayırlı olsun.
***
Değerli okurlarım, bir de dinsel anlamda efendi ve köleler vardır.
Tevrat, İsrail oğullarını tanrı, dünyanın efendisi olarak yaratmıştır.
Diğer tüm insanlar İsrail oğullarının hizmetkarlarıdır.
Bu siyonist anlayış kapitalist anlayışla birleşerek dünya gücü haline dönüşmüştür.
Bunlara karşı koyabilecek beşeri anlamda bir güç mevcut değildir.
Bunlar gözlerini kırpmadan yüz milyonlarca insanın öldürülmesine yeşil ışık yakarlar.
Bunlar da merhamet, vicdan, insan sevgisi ve diğer insani değerlerin hiç birisi mevcut değildir.
Dünya nüfusunu çok fazla gören bu efendilerin, insanların kitleler halinde katledilmeleri planları da mevcuttur.
Kimyasal katliamdan tutun biyolojik katliamlara kadar…
***
Koronavirüs halen bir netlik kazanmamıştır.
Milyonlarca insanın canına ve malına mal olan bu virüs ile ilgili kafalarda soru işaretleri bulunmaktadır.
Dünyanın sahipleri milyarlarca insanı yok etme planı yapmaktadırlar.
Bu kadar çok insanın yaşaması hem doğayı kirletmeleri anlamında hem de gereksiz yere yaşamalarına izin verilmemeli mantığı içindedirler.
Erdoğan bu korkunç yapı ile savaş halindedir.
Bu alçak zalim ve gaddar anlayışa karşı her türlü alt yapısını oluşturmuştur.
Onlara karşı koyabilecek güç ve kudrete sahiptir.
Gerek askeri ve gerekse ekonomik olarak dünyanın en önemli gücü halindedir.
Erdoğan başbakan olduğunda ülke hem siyasi anlamda hem de ekonomik anlamda işgal altındaydı.
Dünyanın tefecisi İMF ülkemizi dilediği gibi yönetiyordu.
Başbakan sadece göstermelikti.
Erdoğan sabretti.
Parayı ayarladı.
Borcu ödedi ve İMF’yi kovdu.
Siyasi işgali temizledi.
Bağımsız Türkiye okunu fırlattı.
Ok yaydan çıktı.
Geri dönüşü mümkün değildir.
***
Erdoğanı yok etmek için yapmadıkları pislik kalmadı.
Şükürler olsun hiç bir halt edemediler.
Yine de vazgeçmediler.
CHP’yi tamamen ele geçirdiler.
FETÖ’nün altılı masası ile PKK’nın siyasi uzantısı birlikte yeni bir plan peşindeler.
K.Mal’a çok fazla güven duymuyorlar.
Buna rağmen başka da bir çıkış yolları da görünmüyor.
ABD’den baş danışmanlar atandı.
Tüm küresel tefecilerin desteğini aldılar.
Yirmi yıl önce kovulan İMF’nin denetimine girebilecek her türlü hazırlıklarını tamamladılar.
Kendilerince, iş düğmeye basmaya geldi…
Daha çok beklerler o düğmeye basmaya…
Millet, Erdoğan’ın yanında olduğu müddetçe, hiçbir plan mevcut yapıyı bozamaz…
Birlik, beraberliğimize fitne tohumları ekemez…
***
Hatırlayın; ABD ve Avrupa birliğine rağmen PKK bitme noktasına geldi.
PKK’nın kadın milletvekili savaş dursun diye tülbentini meclis kürsüsünden aşağı attı.
Bu bir nevi yalvarmadır.
Aman dilemedir.
PKK’nın sonu gelmiştir.
Bu saatten sonra hiç bir güç PKK’yı kurtaramaz.
Son çırpınışlarıdır.
Küresel güçler ve kuklaları vasıtası ile acaba bir şeyler olabilir mi umudu ile bir çaba içindedirler.
Seçim yaklaştıkça her türlü çılgınlıklar yapılacak…
Mecliste yaptıkları rezilliklerini kitlelerle de paylaşmayı planlamaktadırlar.
Akla hayale gelmeyen her türlü namussuzluklara imza atacaklar…
Allahın izni ve halkımızın desteği ile yeniden gömülecekler.
***
Değerli okurlarım; hemen hemen her gün TV kanallarında gazeteciler, akademisyenler ülkemizin durumuna ilişkin görüş ve düşüncelerini açıklıyorlar.
Hiç kimse hastalığa doğru teşhis koyamıyor.
Ben herkesten farklı bakıyorum.
Biz dünyanın bir parçasıyız.
Dünyada olup biten her şey bizi ilgilendirir.
Bu bir diyalektik bakış anlayışıdır.
Meselelere bu açıdan bakmadığımız zaman yanılgıya düşeriz.
Erdoğan’da bu bakış açısından dünyaya bakıyor ve onun için doğru şeylere imza atabiliyor.
O nedenle hadiseleri görebilecek şekilde bakmak çok ama çok önemli…
Saygılarımla…
İDRİS ORTAKAYA
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.